2014 bilançosu

aslında belki her gün yapmamız gereken şeyi, yıl sonu gelip de takvimde gördüğümüz rakam değişmeye yaklaşırken daha çok yapıyoruz: dönüp şöyle bir ardımıza bakıp geride bıraktıklarımızla hesaplaşıp, “an”larımızla hemhal olmaya çalışıyoruz. ne oluyor, ne öğreniyoruz, ne kararlar alıyoruz bilemiyorum, ama bir vesile oluyor, defterler kapanıyor, defterler açılıyor..

buyrun bu da benim hesaplaşma diyalogum 2014 yılıyla:

“sevgili 2014;

çift sayı olmandan epey umutluydum, beni pek de yanıltmadın..
yani “sana ne verdim canım” dersen, yeteri kadar mutluluk, kahkaha, sevgi, güzellik vermişsin sanki, öyle hatırlıyorum, çok da üzmedin beni.

zaten belki geçmiş yıllardan da duymuşsundur; bildiğin üzere geride bıraktığım şunca yılda şahsımla ilgili en sevdiğim şey “kendim” olmaktan vazgeçmemem oldu.
bir kadın olarak sonradan sahip olduğum tüm sıfatlar -iş kadını, eş, anne- bir yana, aklımda hep sahip olduğum en önemli şeyin bizzat kendim olduğu güdüsüyle hareket ettim. ve tabi beni bugünkü ben yapan her şeye sımsıkı tutundum.. kimi zaman süper müzikler oldu bunlar, kimi zaman plaklarım, kimi zaman aşık olduğum şehir, kimi zaman dostlarım, kimi zaman 5 kez izleyip bıkmadığım film, kimi zaman yaprakları sararan kitaplarım, kimi zaman eşsiz bağlarım..
e bu sene de bunu yapabildim sayılır. ne mutlu bana.. ondan seni de güzel hatırlayacağım gibi gözüküyor 🙂

tabi ki her şey toz pembe değildi. zaman zaman boğazım düğümlendi, kendimi bazı anlarında çok çaresiz hissettim, bazı günler unufak olup yok olasım geldi, nasıl başa çıkabileceğimi bilmediğim durumlarda da bıraktığın oldu beni.
yine de bunların hepsinden “önemli olan bunlar değil, asıl önemli olan başka şeyler” diyerek sıyrılmasını bildim, kısmi zararlarla..

sonlara doğru sürprizler de yaptın. ve bana yine, yaş almakla beraber, aslında ne kadar büyümediğimi, içimdeki heyecanlı kız çocuğunu güzelce saklayıp istediğim zaman nasıl çıkarabildiğimi de ispatladın.

sevgili 2014, üstüne düşeni yaptın, gönül rahatlığıyla gidebilirsin.

ve sen, sevgili 2015, hazırız bekliyoruz 🙂 ”

2014’ten bana kalanlar:

Tüm gezilerimin şerefine, benden güzel havasını esirgemeyen ve 1 Temmuz akşamı Jack White’ı canlı izlememe vesile olan Amsterdam anısına..

Keyiflendiğim, kendimi tekrar 18 yaşında gibi hissedip dans ettiğim, gülümseyerek hatırladığım akşamların hatrına..

Zenginleşen plak koleksiyonum, izlediğim tüm güzel konserler ve tüm güzel müziklerin aşkına..

Bitmeyen melankoliler, hüzünle beslenen duygusal yanım adına..

Ve her şeyin özüne koyduğum “sevgi” için gelsin..


Posted

in

by