her-an-için-müzik

sabahtır. kahvaltı sonrası. türk kahvesi zamanıdır. hatırının kalmasını istediklerinin yanında ayrı bir acıdır tadı. sade, bol köpüklü, yanında muhakkak drajeli.
üstünde tüten dumanının kıyısından şu geçer:

öğlen vaktidir. bir tatil günü gibi, çünkü öyle ama tam da değil. balık varsa dersin yanında rakı da olsa. kaçamak yapasın gelir. sanki bir ege adasına gitmişsin de, geri dönmeyecekmişsin mesela. rakının beyazlığında gündüz düşlerine dalarsın. gözlerini kapattığında başlar:

güneş yavaş yavaş batmaya doğru yeltenir. hafiften bir rüzgar çıkar. baş ağrın mı var? kafein her yerde deva. sade bir nes-kahvesi içesin gelir. şekersiz sütsüz. başının ağrılarının arasından zar zor duyarsın:

akşam vakti, el ayak çekilince, karar vermen gerekir. unutmak mı istiyorsun, hatırlamak mı? ya da her ikisini de mi? bazen unutur, bazen hatırlar, bazen de sadece dinlersin, bir yaz klasiğidir kendisi:

ve cemal süreya’nin dediği gibi zaten ‘gece onikiden sonra bütün içkiler şaraptır’.


Posted

in

by