kumral ada mavi tuna

bazen düşünüyorum da acaba bazı kitapları, bazı filmleri ve bazı şarkıları pek beğenip çok sevip hayatımı öyle mi şekillendirdim?
bazen filmdeki estella, bazen romandaki ada, bazen şarkıdaki “star” mı oldum?
ya da zaten yaşadığım ve yaşayacak olduklarımı mı sevdim hep?
kendi romanımı yazdığımda aslında yaşadıklarımdan çok bunların bileşimi bir eser mi koyacağım ortaya?
en çok nesi güzel gelecek insanlara o romanın?
ve ben aslında yaşadıklarımın ne kadar güzel olduğunu anlatabilecek miyim o filmlerdeki, romanlardaki, şarkılardaki gibi?

mesela ada’nın tuna’ya yazdıkları yeryüzündeki böyle bir ilişkinin var olabileceğine inandırabiliyor mu insanları?

“sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim…
yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisin sen…
yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten korkmayacağım tek kişi…
yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum…
sonra daimi hayranım ve tabii dokunulmamış sevgilim…
sen benim masumiyetimsin tuna…
benim en yakınımsın!
aslında belki öbür yarımsın!”

ya da şu şarkı sözündeki özlemin ne demek olduğunu hissedebilen kaç kişi var?

“I am longing for your poison
Like a cancer for its prey
Shot an arrow, in your harbor
Where you waited in the rain
I am siren, I am ivy
I am no one, I’m nobody
I am longing for your honey
I am longing for your love

Lay me down in your ocean
Carry me and my burden
I was dreaming about you honey
I was hoping you’d save me

And I ache, while you’re not here
Feel you aching
Wide awake, why you’re not here
I can feel you firing straight into my heart..”

maddiyatçılığının arttığı, acele hayatların kol gezdiği günümüz dünyasında böyle şeylerin çok da kalmamış olabileceğini düşünüyorum.

okuyanlar arasında bu masalsı hikayeleri korumayı başarabilmiş olanlar varsa onlara sımsıkı sarılıp bırakmasınlar.

ben de baylan pastanesi’ne gidip bir sade kahve eşliğinde kup griyemi yiyeyim, geçmişe sarılmaya böyle devam edeyim..

zira orada söylemiştir ada tuna’ya bu 3 kelimelik dev cümleyi: “beni senden koru!

all that no-one sees
you see
what’s inside of me
every nerve that hurts you heal
deep inside of me
you don’t have to speak – i feel


Posted

in

by