9 Temmuz 2001 ve 19 Eylül 2004.
Çok zaman geçmiş bu çok yönlü şahsiyeti izlemeyeli.
Kalemi “Nick Cave” başlığı atmak için elime almam da en son bu tarihlerde.
O zamanlar da yazmıştım: “obsesif, depresif her türlü anımızın şahidi Nick Cave.”
Bugünlerde kendisiyle pek haşır neşir değilim.
Ara ara vazgeçemediklerimin etrafında dönüyorum evet ama tabiri caizse “damardan” almıyorum kendisini.
Ta ki..
Bir şiir okuyana kadar.
Bir dostum yazmış. Buram buram Nick Cave.
Bir defa bir “ağıt”. İçinde cinayet olasılığı var. İçinde sarhoşluk var. İçinde kadınlar var, gelip geçen. İçinde özlenilen çocukluk var. Ve unutmak. Ve haykırmak.
Okudum ve “bu bir şarkı sözü olsaydı Nick Cave yazardı” dedim.
Sonra bu güzel şiire ve güzel dostuma Nick Cave ve Nick Cave’in kadınlarından birkaç hediye vermek istedim.
Okuyun, dinleyin.
Mümkünse gece geç saatlerde.
GEÇMİŞE AĞIT
Katilimi arıyordum herkes gibi,
yaşam diğerlerinin lehine kurulmuş bir dengeydi,
bütün terazileri havaya uçuruyordum
ve ölesiye seviyordum tahtıravallileri.
Kuyuya atılan bir çığlıktım belki
geri gelmeyen.
Hep alkol vardı
ve öğrenecek çok şey gelecekten.
Kokusuz çiçekler gibi geçiyordu kadınlar,
her çiçeğin mevsimi geçiyordu.
Hatırladıkça artakalıyorum şimdi zamandan,
zaman çoğaltıyor kendini.
Kimbilir hangi salıncakta unuttum çocukluğumu.
1998 – T.Ç.
Anita Lane & Nick Cave – I Love You Nor Do I
Nick Cave & The Bad Seeds – Into My Arms (sevgilisi Viviane Carneiro’dan ayrıldıktan sonra yazdığı şarkı)
Nick Cave & PJ Harvey – Henry Lee (fazla söze gerek yok :))
Nick Cave & The Bad Seeds – As I Sat Sadly By Her Side (karısı Susie Bick için)
(dipnot: Push The Sky Away albümünün kapağındaki model Susie’nin ta kendisi.)