Category: Uncategorized
-
Duruyorum, öyleyse varım!
Bu aralar “ne yapıyorsun?” diyenlere böyle cevap veriyorum: “duruyorum”. Fiziken değil tam olarak bu gerçekleştirdiğim durma eylemi. Beynen ve ruhen yaptığım bir eylem. Düşüncelerimi durdurmaya çalışıyorum mesela. Bunun benim gibi bir “overthinker” için ne kadar güç olduğunu anlatmak zor. Hala da çok temkinliyim. Fakat fark ettim ki: egzersiz edilebilen bir şeymiş bu. Hiçbir şey olmasa…
-
Anlatılması Gereken Şeyler: ?
Dünyanın kafası karışık. Bir tarafta; sürdürülebilirlik, ekolojik tarım, sağlıklı beslenme. Bir tarafta; indirimler, tüketim çılgınlığı, sürekli bir “tek tıkla alışveriş” modu. Bir bakmışsın herkes sadeleşmekten bahsediyor, hafiflemekten. Mindfulness’ler, meditasyonlar, inzivalar çeşit çeşit. Bir bakmışsın çevremizdeki herkes aşırı hızlı, 10 dakikada evimize “çok acil, son dakika” ihtiyacımızı ulaştıracak kuryeler vızır vızır, her yerde aşırı bir hareket,…
-
anlatılması gereken şeyler 1: orada bir Lyon var uzakta
Yıl 2015. 7 Haziran seçimlerinden sonra alınan erken seçim kararıyla yapılan 1 Kasım genel seçimlerinin az sonrası. Hayatın hepimize -bir süredir- çokça ağır geldiği dönemler. Kimimiz daha hafif atlatıyordu belki ama kimimiz nefes alamıyordu. Memleket, ev, iş derken her şeyin “çok” geldiği zamanlar. Ve dev bir hafifleme ihtiyacı. Böyle bir anda karar verdik biz bir…
-
gelen gideni aratmasın
Hiçbir yıl sonu yazısına başlarken bu kadar zorlanmamıştım. Düşüncelerimi toplamaya çalıştığımda kendimi – en çok Alison Moyet versiyonunu sevdiğim – “The Windmills of your Mind” şarkısındaki gibi hissediyorum. Sonsuz bir düşünce döngüsü, uçsuz bucaksız.. 2020’yi şu şekilde bitirebilmek yeterliydi sanırım: hayattayım, sevdiklerim hayatta, bir travma yaşamadan kapatıyoruz. Eyy 2020, geldin de geçtin ama ne…
-
şimdiki zaman.. neredesin?
“Şimdiki zaman.. Neredesin?” Evet. Sorum bu. Nerede bu “şimdiki zaman”? Nerede “şu an”dan aldığım tat, içinde bulunmaktan duyduğum haz, onu yaşamaktan kaynaklanan heyecanım, “tam da şimdi” fark etmelerim, uzun uzun yaşanan saniyeler, spontanlık? Neredeler? Bu soruyu sormam uzun zamandır farkında olduğum bir gerçeği kendime itiraf etmiş olmamdan. Farkındaydım ama oralı değildim. Gerçek şu: Ya geçmişin…
-
41
41. aslen kendisi benim için 1996’dan kalma bir Dave Matthews Band şarkısı: #41. o zamanlar 41’in bir yaş olabileceğini düşünmüyordum herhalde 🙂 bu aralar ise “41” cümle içinde şu şekilde kullanılıyor: “- Doğumgünüm yaklaşıyooor… / – Eveet. / – 41 oluyorum. / – Maşallah 🙂 / – Ya off.. ” gibi… Etrafımda 50 civarında olan arkadaşlarıma…
-
2019 mottosu: “çok da şey etmemek lazım”
“Yahu bu yıl da bitti, olacak iş değil, zaman nasıl geçiyor” cümlelerinin ekseriyetle dile geldiği günlerdeyiz. Evet, şaşılacak bir durum mudur bilemem ama, zaman su gibi geçiyor. Durduramıyoruz, yavaşlatamıyoruz. Yıllar geçiyor, büyüyoruz, büyüdükçe biraz çocuklaşıyoruz, fena halde telaşlanıyoruz, bir şeyleri değiştirmeye çalışıp pek de beceremiyoruz vs. vs. Bu blogu tutmaya başladığımdan beri her yıl sonunda…