cemreler düştü.. bahar kapıda..

ah o sarhoşluk! ah sevgili bahar!

Ozan Önen o sarhoşluğu çok güzel kelimelere dökmüş: “damardan akan bahar, bir duble rakıdan yeğdir.” bu kelimeleri okuyunca bile içim içime sığmadı işte..

az kaldı. toprak kokacak, çiçeklenen ağaçlar kokacak sokaklar. esecek inceden meltem, vuracak biraz daha iddialı lodos, o kokuları getirecek burnumuza. kaçamayacağız. hani kaçmak isteyen varsa tabi..
sonra Güneş.. sadece gözükmekle kalmayıp, ısıtmaya başlayacak. canım Güneş. ne de yakışır sıcaklığın o kokulara!
kıyafetler hafifleyecek, belki biraz renklenip onlar da biraz çiçeklenecek.
akşamüstleri açık havada oturmalar başlayacak. üstüne bir hırka alman yetecek keyfini sürdürmen için.
o kokular, güneşin sıcaklığıyla damarlarımıza içimize nüfuz ettikçe, kıyafetlerden başlayan hafiflemeler bütün vücuda yayılacak, ayaklarımız yerden kesilecek, kalbimiz pır pır olacak, kafamız hep biraz leyla, ruhumuz hep fazlasıyla avare..
evet evet düştü cemreler, tüm bunlara çok az kaldı.

işte bütün bunlar olduğunda;
içimizden geldiği gibi davranmak dışında başka çaremiz olmayacak. umurumuzda olmayacak bazı şeyler.
çünkü o damarlarımızdan akan kokuların içinde, içimize işleyen müthiş bir umursamazlık iksiri olacak. farkında bile olmayacağız bütün bunlar olurken.
ruhumuz dans edecek.
dans ederek özgürleşecek.

ah canım bahar! nerelerdeydin sen? hadi beni dansa kaldır!


Posted

in

by

Tags: